12 Eylül 2015 Cumartesi

Büyük Gizem Mısır Piramitleri

  Bildiğiniz üzere bilim adamları son zamanlarda  uzaya merak salmış durumda peki dünya üzerinde ki bilinmeyenler daha çözülmemişken uzaya merak neden.Biz bu makalede dünya üzerinde ki en büyük bilinmeyen olan Mısır Piramitlerinin özelliklerine göz atalım.Hadi bakalım Mısır Piramitlerinin ne gibi ilginç özellikleri vardır...





Öncelikle piramitler heri biri 20 tondan 250.000 taştan yapılıyor.O zamanın şartları ile bilim adamlarının araştırmalarına göre bunun tam 630 yıl sürmesi gerekiyor ama işin ilginç yanı Mısırlı işçiler 630 yıllık işi 20-30 yıl gibi bir süreçte yapıyor..
Şimdi Mısır Piramitleri ile ilgili en ilginç bilgileri sizinle paylaşıyorum hazır olunn.




* Piramit, kimin adına yapıldıysa, onun bulunduğu odaya, yılda sadece 2 kez güneş girmektedir. (doğduğu ve tahta çıktığı günler)
* Mumyalar da radyoaktif madde bulunduğundan mumyaları ilk bulan 12 bilim adamı kanserden ölmüştür.
* Piramitlerin içerisinde ultra sound, radar, sonar gibi cihazlar çalışmamaktadır.
* Kirletilmiş suyu, birkaç gün Piramit’in içine bıirakırsanız; suyu arıtılmış olarak bulursunuz.
 Piramit’in içerisinde süt, birkaç gün süreyle taze kalır ve sonunda bozulmadan yoğurt haline gelir.
* Bitkiler Piramit’in içinde daha hızlı büyürler.
* Piramit’in içine bırakılmış su, 5 hafta süreyle bekletildikten sonra yüz losyonu olarak kullanılabilir.
* Çöp bidonu içindeki yemek artıkları, hiç koku vermeden Piramit içinde mumyalaşır.
* Kesik, yanık, sıyrık gibi yaralar büyükçe bir Piramit’in içinde daha çabuk iyileşme eğilimi gösterir.
* Piramitlerin bazı odalarının içinde ne olduğu hakkında bir bilgi yoktur; araştırmacıların çoğu, ya içinde kayboldular ya da aynı yerde birkaç tur attılar, fakat içlerini göremediler.
* Piramitlerin içi yazın soğuk kışın sıcak olur.

Mısır piramitleri ile ilgili yüzlerce ilginç varsayım vardır bunları da sizinle paylaşmadım ki daha fazla kafanız karışmasın ama bu varsayımları okuduktan sonra bir kendinizden şüphe ediyorsunuz etrafınızı sorguluyorsunuz bir WTF çekiyorsunuz :D.İyi Günlerr 
      
                                                                                                             Via Notita 

10 Eylül 2015 Perşembe

PKK ' ya Karşı Ünlülerin Tepkileri


Bildiğiniz üzere 3 gün de büyük kayıplar yaşadık.Bizler gibi bu olaylara ünlülerin de tepkileri oldu bu yayında ünlülerin bu tepkilerini inceliyelim bazı ünlüler tweetleri karşılığında büyük tepkiler alırken bazıları da sevenleri tarafından aşağılandı neden mi?Bakalım;





Yakışıklı oyuncumuz twitter dan şu sözleri paylaşarak duygusallığı doruk noktasına çıkardı.
''Bende bir ananın evladıyım''Al bayraklı fotoğrafının altında şu cümleler vardı ona da bir bakalım.
"Artık yeni bir güne başlamak hiç içimden gelmiyor. Hep bir korku, hep bir endişe, bugün ne olacak? Daha kaç kardeşimizi şehit vereceğiz? Daha kaç ateş düştüğü yeri yakacak? Bugün hangi ailelerin hayatı bir daha hiç aydınlanmamak üzere kararacak diye... Ben de bir ana babanın evladıyım, benim de kardeşlerim, yeğenlerim var, bu vatanın topraklarında yaşayan, şehitlerimizle aynı yaşlarda.. Artık hiç birimizin bu acıyı bir kez daha yaşamasını, tek bir kayıp daha vermesini istemiyorum.. Gözü yaşlı ülkemin başı sağolsun. Bütün şehitlerimize Allahtan rahmet, analarımıza, babalarımıza, ve geride bıraktıkları tüm canlara sonsuz sabırlar diliyorum.."
Bir diğer ünlümüz de Elçin Sangu bildiğiniz üzere Kiralık Aşk dizisi ile yükselişe geçen Elçin Sangu nun yükselişinde hayran kitlesinin de büyük bir payı var peki o hayran kitlesi Elçin Sangu nun cümlelerinden sonra hala Elçin Sangu nun Hayranı mı Düşmanı mı bu bilinmezlik.Bakalım Elçin Sangu neler demiş;"Ben kimseye ölsün, gebersin diyemem böyle bir şey olamaz! Nefreti hobi olarak yine yazın da ben"ilgilenmiyorum"! İnsanı sev önce."


Daha sonra ise "KAHROLSUN, LANET OLSUN DEMİYORUM"  Daha sonrada bu twiti ile tepkileri üzerine çekti güzel sanatçı.
Sizin tepkileriniz ne şekilde olurdu bu yazılanları gördükten sonra...

Bir Dinozorun Anıları

Mina Urganın anıları ile dolmuş bir kitap insanı yer yer kıskandırıyor vay be kimlerle tanışmış kadın.Yer yer üzüyor ,yer yer de güldürüyor.Güzel yazımı ile insanı büyüleyen bir kitap elinizden düşmeyeceğine inanıyorum ki benim elimden düşmedi.Mina Urgan çok ince bir zevke sahip,hayat deneyimi sınırsız bir bayan bizimde bu deneyimden yararlanmamız gerekir."nasıl tatsız bir karpuzu yemek zorunda değilseniz, tatsız bir kitabı okumak zorunda da değilsiniz" yazmıştır zaten kitabın bir yerinde.
Kitabın bir güzel yanı da içinde atatürk,halide edip ,sait faik,abidin dino gibi insanların bulunması.


   
                                                              via notitia

9 Eylül 2015 Çarşamba

Göbeğim Var Nasıl Eritirim?Evde çalışma.

Günümüzün en büyük problemlerinden olan göbek de yağlanma hem erkek için hem bayan için kötü bir görünümle birlikte ciddi sağlık sorunlarına da yol açmakta.Zor eriyen göbek yağları bayanların yaz aylarında korkulu rüyası.Peki göbek yağını eritmek ve kilo vermek için aç kalmak gereklimi.Ölesiye koşmak mı gerek tabi ki hayır her şey gibi vücudu fit hale getirirken vücudumuza zarar da vermememiz lazım.Yani her şeyi abartmadan yavaş yavaş kilo vericeğiz inanın eski fotoğraflarınıza baktığınızda çok şaşıracaksınız bendeniz 80 kilodan 63 kiloya düştüm peki nasıl mı ? Hadi bakalım;




-Önce ekmek göbekte yağlanmanın başlıca sebebi hamur işine elveda demelisiniz demiyorum sadece kahvaltıda yemelisiniz öğlen özellikle de akşam tüketmemeniz gereken yiyecekler arasında.








-Evet biliyorum çok lezzetli evet her şeyin yanına gidiyor fakat onunda ekmekten farkı yok ve çok büyük bir şeker deposu istediğiniz kiloya gelene dek pirince veda etmelisiniz.









-Herkesin aklındaki en büyük soru sofradan aç mı kalkmalıyım?Tabi ki hayır yapmanız gereken yemeğinizi yavaş yavaş küçük lokmalar ile yemek zaten tabağınız bittiğinde kendinizi doymuş hissedersiniz sakın kendinizi nefsinize kaptırıp da fazla yemek tüketmeyin.














-Evet bence de çok lezzetli her şeyi bırakırım ama bunu bırakamam diyorsunuz biliyorum.Ama sadece çikolatayı bıraksanız bile kilo verirsiniz yani anlıyacağınız çikolata kiloda çok önemli bir etmen yüksek kalorili ve saf şeker kaynağı olan lezzetli bir zehirrrr..






-Şimdi gel gelelim bu dediklerimi  yaptıktan sonra yapmamız gerekenlere.Spor  yapıcaz ama bu spordan önce ısınmamız lazım neden mi?Bilim adamlarının yaptığı araştırmalar dahilinde spordan önce egzersiz yapmak sporun etkisini iki katına çıkartıyor.Bence de çok muhteşem.Koşuya bir kez alıştıktan sonra  bağımlısı olcaksınız emin olun.Sadece günde 30dkcık..





-Ve mekik karın yağlarını yok etmek için birebir karın yağlarının korkulu rüyası mekik.Resimdeki gibi pozisyon almamız lazım mekikte doğru pozisyon önemli çünkü bacak ile karın sıkışınca hem mideniz küçülmeye başlıyor hemde karın kasları çalıştığından karın yağlarınız eriyor.Peki ne kadar yapmanız lazım 1 ayın sonunda 100 tane yapmanız lazım hemen korkmayın canım onunda kolayı var.İlk hafta 25 sonraki hafta 25 artıra artıra kendinizi yormadan yapabilirsiniz bunları yaparken 30 snlik 3 er kez molalar verebilirsiniz ama 30sn geçmesin yoksa sporunuz yeteri kadar etkili olmaz.


Einstein amcamız boş yere dememiş elbet en önemli etmen inanmak önce kilo vermeye inanmanız lazım.Gerekirse yatmadan önce kendi kendinize kilo vericeğinizi söyleyin bu çalışma bilim adamları tarafından da kanıtlanmış bir şey unutmayın bedeniniz sizi değil siz bedeninizi yönetiyorsunuz kontrolü elinize alın vurun masaya yumruğunuzu.. Ve unutmayın hızlı verilen kilodan hayır gelmez.İyi sporlar iyi zayıflamalar fit ve zinde bir yaşam sürmeniz dileğiyle ,
             
                                              Via Notitia 

Göbek Piercingi

Bir bayanda olmazsa olmazdır göbek piercingi,hele birde o bayanda göbek yoksa tadından yenmez göbeğiniz varsa hiç yaptırmayın :D.Piercing delim işlemleri hiç bir zaman acılı olmaz,önemli olan delimden sonra piercingin bakımıdır.Bakım çook önemli piercinglerde.Önce deldirdiğiniz yer size krem tavsiyesinde bulunucaktır o kremi düzenli olarak sürün ki iltihaplanma gibi bir olay olmasın.İlk iki gün aman diyim suya girmeyin duş muş almayın biraz pasaklı geziceksiniz ama o piercing için değer.Delimin olduğu yerde elbet biraz şişlik olucaktır sakın yaranız iyileşene kadar piercingle oynamayın hem yara kapanmaz hemde delik genişler tabiri caizse falloş gibi bir piercing ile gezersiniz etik durmaz :D.Ayrıca şişti diye piercingi sakın çıkarmayın unutmayınki bu doğal bir süreçtir elbet o şişlik iner metale karşı vücudun tepki vermesidir.Bu şişliği azaltmak için titanyum piercing takmalısınız delim aşamasında deldirdikten sonra istediğiniz alaşımı kullanabilirsiniz.İyi deldirmeler aklınızda varsa öyle birşey sakın vaz geçmeyin yaz aylarının gözdesi olucaksınız...

Bloglardan Para Kazanılır Mı?



İstediğiniz konuda yazabileceğiniz bu bloglar tamamen masrafsız olmakla beraber biraz çalışmanın sonucunda sizin para kaynağınız da olabilmekte.


Evet bayanlar evet sizde blogları çok rahat bir şekilde ister evden ister dışarıdan istediğiniz şekilde kullanabilir kazanç sağlayabilirsiniz.Hatta bazı bayanlar var ki evde hazırladığı yemeklerin resimlerini tarifleri ile birlikte yayınlayarak yoğun bir takipçi kitlesi ve reklamlar ile büyük gelirler elde edebilmekte.












Blog yazmayı bir çalışma biçimi olarak düşünüyorsanız, ancak nereden başlamanız gerektiğini bilmiyorsanız size bir yol haritası belirlemek isterim.


* Bir blog sahibi olmalısınız. Cüzi aylık/yıllık ücretlerle .com uzantılı ya da ücretsiz olarak Blogger üzerinden bir alan adınız olmalı. Alan adınızı iyi düşünüp bir kere seçmelisiniz. Hangi konuda yazacaksanız o konuyu anlatan çok da uzun olmayan bir isim bulmalısınız. 

* Blogunuzda yazılar yayınlamalısınız. Yazılarınız size özgü bir anlatım şekli ile tamamı sizin cümlelerinizden oluşmalı. Başka yerlerden kopya metinler, şiirlerden ya da metinlerden kesitler olmamalı. Arama motorlarında yer almak ve ön sıralara yükselebilmek için önemli bir kriterdir.

* Yazmak istediklerinizi bir anda yazıp, aynı günde onlarca yazı paylaşmamalısınız. Günde 1 blog girmeniz iyi bir seçimdir. Haftada 3 blog girmek idealdir. Ara vermeden bu rutini yakalamanız yine arama motorlarında yer almanız için önemli bir ayrıntıdır.

* Yazılarınızı yazmaya devam etmelisiniz. İlk hedefiniz bir okuyucu kitlesi oluşturmaktır. Yazdıklarınızı okuyanların sayısı arttıkça blogunuzun değeri artar. 

* Blogunuzun okunup okunmadığını ve takip edilip edilmediğini anlamak için Google Analytics'te bir otorum açabilirsiniz. Bu sayede günlük ziyaret oranınızı görebilirsiniz.

* Ziyaretçilerinizin artmasıyla birlikte önünüze gelir seçeneklerini koyup düşünme sırası gelmiş demektir. 

  • Dilerseniz bir Google Adsense hesabı alarak, blogunuz ile ilgili konulardaki reklamları Google aracılığıyla blogunuza eklersiniz. Bu sayede, tıklanma oranlarının hesaplandığı bir kazanç döngüsüne girersiniz. Kazancınızı belirli periyodlarda Google'dan adresinize gelen bir çekle elinize alır, bankanızdan nakde çevirebilirsiniz.
  •  Dilerseniz blogunuzla ilgili bir ya da bir kaç ürünün satış ortağı olursunuz. O ürünlerle ilgili görselleri sitenize eklersiniz. Ürünü merak eden ziyaretçilerinizin incelemesi ile tıklama oranı başına ya da ürünü satın alması ile satış adedi üzerine kazanç elde edersiniz.
  •  Dilerseniz büyük reklam veren web sitelerinden birine üye olarak, hem reklamverenin görsellerini hem de reklamverenin konu başlıklarını blogunuza taşırsınız. Bu sayede reklam verenin vaadettiği kazanç şeklini blogunuzdan elde edebilirsiniz.

Bu yol haritası, blogunuz sayesinde kazanmak için yapabileceklerinizin özetinin özetidir. Kısa sürede büyük kazançlar elde etmek için dikkat etmeniz gereken ayrıntılar bu kadar değildir. Ayrıntılar sır değildir sadece detaylıdır. Başlıklar altında listelenen bu bilgileri de öğrenmek gerekir. Arama motorlarında neden yer almanız gerektiği, yazılarınızın etiketlerine hangi kelimeleri koymanız gerektiği, bağlantılarınızı neye göre ve nasıl vermeniz gerektiği gibi konuları da bilmelisiniz. Bunlar çok zor olmayan ama üzerinde kısa da olsa çalışmak gereken konulardır.


Yeni başlangıcınız için size aktarmış olduğum bu yol haritasını faydalı bulduğunuzu umuyorum. 

İnsanın En Büyük Düşmanı Kendisidir

Son zamanlarda şehit haberleri geldikçe hepimizin kanı kaynıyor çatıcak yer arıyoruz.Türkler olarak Kürtleri hiçe sayamayız içimizde gerek doktorumuz gerek dolmuşçumuz gerek bakkalımız olan kürtler suçlular mı ? Bir zamanlar sıra arkadaşımız , belki kardeş gibi gördüğümüz dostumuz onlara bakışımız değişecek mi ? Yani asıl soru her Türk PKKlı mıdır?İşte bu sorunun cevabı kimsede yok peki bu bilinmezlik bize her Kürtü dövme hakkı verir mi ? Tabiki vermez.Şuana kadar yazdıklarımızı şöyle bir görselle pekişterelim.
 Ankara da Kürt işçilere zulüm haberlerini duymuşsunuzdur peki bu zulüme dahil olanlar Muş un çoğunluklu nüfüsunun Kürt olduğundan haberdar mı ? Bu kadar yazı amaçsız mı yazıldı tabiki hayır burada tek bir suçlu var o da hükümet neden mi ? Çözüm süreci uzun bir huzur orta mı yaşandı mı acaba ?Yoksa arkasında başka şeyler  var mı? Hep beraber bakalım. Silahlar depolanmadı mı?Fünye yüklü kamyonlar çevrilmedi mi?Cephanelik gibi arabalar çevirilmedi mi ?Peki neden durdurulmadı hükümet farkındaysa neden engel olmadı onca şehit neden verildi olacaklar belli değil miydi?Elbette beliydi ama tekrar AKP hükümetine oy verenler evlatlarınızın evlatlarımızın güvenli bir ortamda olmayışından sizler sorumlusunuz.HDP  ye oy verenler sizlerde öyle.Şehitlerimizde acılarımızda sizin payınız o dağdaki kalleşler kadar fazla.UUYUDUNUZ UYUTULDUNUZ...
Sizce oy verenler rahat mısınız çünkü şehitlerimiz taşlarla öldürülmedi.Silahlarla öldürüldü kalleşce bombalarla öldürüldü ve sizlerin payı büyük.











Artık o kadar koyunlaşmışsınızki gözünüzün önünü bile göremez hale gelmişsiniz yazık.
Basın susturuldu insanlar afyon etkisindeymiş gibi üst üste oy vermeye devam etti.










Koyunlar koyunlarımız.
En büyük düşmanımız kendimiziz herkesin gelişen olaylarda eşit payı var dağdaki kalleşler silinicek kurutulucak gerekirse onların yanlarında yürüyenlerde silinir.Peki ya baştakiler peki ya sizler ?Sizler böyle oldukça her zaman şehidimiz her zaman kalleşlerimiz olucaktır.Bu zihniyet ile Türkiye yaş dökmeye mahkumdur.Yazık gelecek nesle yazık çocuklarımıza


                           İNSANIN EN BÜYÜK DÜŞMANI KENDİSİDİR 

                                                                                                                Via Notitia

Güzel İzlenmesi Gereken Bir Film Searching Bobby Fischer Masum Hamleler

İzleyiciye çok iyi dersler veren.Kendimizi adadağımız adadığımız işlerde abartıya kaçarsak neler olabileciğini zararlarını.Satrancın mükkemelliğini açık ve net bir şekilde bir çocuğun gözünden bize açıklayan film.Önyargıları yere seren bir film izlediğimde çok etkilenmiştim.Bildiğiniz gibi satranç stratejiye beyine dayalı bir oyun fakat filmde satrançta kalbin önemine de deyinilmiş.Ailelerinin hırsı yüzünden hayatı kararan çocuklarda es geçilmemiş 7 den 70 e her yaşın izleyeceği çok iyi bir film kısa bir özet geçelim..
















IMDB:7.5



Amerikalı satranç oyuncusu Joshua Waitzkin’in satrançtaki erken yıllarını konu ediyor. Ailesinin satranca olan yeteneğini keşfetmesi ile Josh Waitzkin`in yeni Bobby Fischer olarak görülmesi ve onun yolunda ilerlerken yaşadıkları anlatılıyor. Derin bir psikolojik altyapıya sahip ve çok kaliteli bir yapım. Özelliklere çocuklarını sportif faaliyetlere yönlendiren ve başarmasını isteyen velilerin mutlaka izlemesini tavsiye ederim. Filmin içerisinde Bobby Fischer’in Spassky ile oynadığı maçtan, katıldığı tv programlarından ve verdiği röportajlardan kısa kısa görüntüler var. Eğer bir satranç dehası olan Bobby Fischer hayranı iseniz sadece bu görüntüler için bile izlenebilecek bir film… "Satranç bir oyun mudur? Hiç oynamayanlar ona oyun gözüyle bakarlar. Satranca hayatını adayanlar ise bilim gözüyle bakarlar. Aslında hiçbiridir. Satranç hayatın kendisidir! 



Reenkarnasyon

Reenkarnasyon nedir necidir?Reenkarnasyon insan ruhunun dünyaya fazla bağlanması veya insan ruhunun dünyada yapması gereken görevlerin kalması nedeniyle ruhun bir döngü haline  girerek başka bir insan vucüdunda tekrar yer almasıdır.Bu olaylar zinciri artık bir inanç meselesinden çıktı bunun dahilinde bir çok ülkede profesörler tarafından çok titiz araştırmalar yapılıyor,yapılmakta.Bu konuda araştırma yapan en ünlü doktor Prof.Dr.Iaan Stevenson’dur
Dr.Stevenson dünyanın dörtbir yanından reenkarne vakalarını incelemiştir Dr.Stevenson un 300 kadar çocuğu incelediği bilinmekte.Şimdi Türkiyede gerçekleşen ilk reenkarnasyon vakasını okuyalım.


İşte Stevenson’un Türkiye’de belgelediği ilk tekrar doğuş vakası…
5 yaşında İngilizce konuşuyor,
      İngilizce şarkılar söylüyordu!…
      1985 yılının Mayıs Ayı’nda Tarsus’ta yaşayan Taşkıran Ailesi’nde çok garip olaylar gelişmeye başladı…
Çok fakir bir aile olan Taşkıranlar’ın en küçük kızları 5 yaşındaki Ela ,adının Elmita olduğunu,bundan önceki yaşamının ise ABD’de geçtiğini,evli ve iki çocuk annesi olduğunu iddia ediyordu!…
Hemen konunun uzmanları Ela’yı incelemeye aldılar. Ela yaşından ve yetiştiği sosyal çevresinden umulmayacak düzeyde sözler söylüyor ve İngilizceyi mükemmel denebilecek bir tarzda kouşuyordu!… İngilizce şarkılar söylemesi ise bir başka bilmeceydi…
Ela’da garip davranışlar 2 yaşından itibaren başlamıştı.Bu olayların duyulması ise ilginç bir tesadüfle olmuştu.
Tarsus Amerikan Koleji’nde okuyan bir grup öğrenci piknik yapmak amacıyla Ela’nın yaşadığı bölgeye gitmişlerdi.Herşey, küçük Ela’nın öğrenci grubunun yanına giderek,öğrencilerden birinin elindeki portakalı gösterip,”orange”demesiyle ortaya çıktı.Ela’nın İngilizce konuşabildiğini farkeden öğrenciler,derhal ailesinin yanına giderek bu yaştaki bir çocuğa İngilizceyi nasıl öğrettiklerini sordular.
Aile ise tüm olup bitenden habersizdi… Kızlarının kullandığı kelimelerin hayatlarında hiç duymadıkları yabancı bir dil olduğunu,ozaman öğrendiler.
Ela’daki gariplikler aradan geçen zaman süresince daha da arttı.Ela’da her geçen gün büyük değişimler meydana geliyordu…Önceleri ailesini ve çevresini beğenmiyor,duvarlarda niçin duvar kağıdının olmadığını soruyordu.Daha sonraları annesinin şalvarını ve baş örtüsünü garipsemeye ve ev işlerini niçin annesinin yapmakta olduğunu sormaya başladı.Çünkü bu işler hizmetçiler tarafından yapılmalıydı!… Evet,küçük Ela böyle düşünüyordu…
Ela 5 yaşına geldiğinde sosyal çevresine uymayacak davranışlar sıralamaya başladı.Üst katlaraçıkmak için düğmelere basılması gerektiğini anlatıyor ve hemen arkasından asansörü en ince ayrıntısına kadar tarif ediyordu.Oysa ki bulunduğu köyde bir kez bile asansör görmüş değildi… Bulundukları yerde televizyon bile yoktu…
İşler bşr müddet sonra iyice garip bir hale bürünmeye başladı.Ela Amerika’da evinin olduğunu söylemeye başlamıştı!… Amerika’daki evinin üç katlı olduğunu,kocası Bob’un birçok mağazaların sahibi çok zengin bir işadamı olduğunu anlatıyordu.Özel uçaklarıyla bir iş seyahatine giderken uçağın düştüğünü,kendisinin ve eşinin parçalanarak öldüğünü ayrıntılarıyla çevresindekilerin şaşkın bakışları altında izah ediyordu.
Olay öyle bir hale gelmişti ki,sonunda olay gazetelere yansıdı.Gazetelerin olayla ilgilenmesi sonucu,Tarsus Amerikan Koleji öğretmenlerinden Choriotte Oellen,Ela’yı ziyarete geldi.Öğretmen Ela’ya İngilizce olarak:”Bana dağdan biraz çiçek toplayabilir misin?”dediği an,Ela dışarı fırladı ve kısa bir süre sonra elinde çiçeklerle odaya geldi.Topladığı çiçekleri öğretmene uzattı.
Uzmanlarca yapılan araştırma sonucu Ela’nın ana dilinin İngilizce olduğuna karar verildi.Bu inanılması son derece zor bir gelişmeydi…
O yıllarda,konuyla yakından ilgilenen Tarsus Amerikan Koleji’nin öğretmenlerinden Francis Melling şunları söylüyordu:
_”Uzun yıllardır bu yörede öğretmenlik yapıyorum.Ela’nın davranışları ve konuşması bu yöreye göre standartların inanılmaz derecede üstünde.Hiç bir dil eğitimi görmemiş olan bu 5 yaşındaki kız,üstelik bu lehçeyle böyle mükemmel nasıl konuşabilir?”
Bu gelişmelere başından beri büyük bir tedirginlikle yaklaşan,Ela’nın anne ve babası olup bitenlere hiç bir zaman bir açıklama getiremediler.
Bu olay Ian Stevenson’un yayınladığı kitabında da yer almış ve tekrar doğuş olaylarına önemli bir kanıt olarak değerlendirilmiştir.
Geçmiş yaşamlarını hatırlayanlar üzerinde Yurdumuz’da ayrıntılı bir çalışma maalesef günümüze kadar yapılamamıştır.Bu nedenle geçmiş yaşamını hatırlayan insanların kayıtlara geçmiş olan sayısı yok denecek kadar azdır.
Evet bencede küçük Ela çok ilginç bir vaka belirtildiği gibide trajik ölümler sonucu reenkarnasyon vakaları daha fazla gerçekleşmekte ayrıca bu vakaların öldürüldüğü yerlerde doğum lekeleri olabilmekte.
Şimdi bir ilginç reenkarne vakasına bakalım ve konuyu sonlandıralım
Önceki yaşamında öldüğü köye gitti…
Artık onunda iki ailesi var…
Nursel Kutsal,1963 doğumlu
Diğer örneklerimizde olduğu gibi olayın başlangıcı,yine doğumdan önce görülen rüyaya dayanıyor…
Annesi Vesile Hanım,rüyasında 18-19 yaşlarında bir bayanın kemerine sarılıp,”benim adım da Vesile sizin evinizde tekrar dünyaya geliyorum” diyen birisini görüyor.Vesile Hanım uyanınca çok korkuyor.Rüyası büyüklere soruyor.”Korkma kızım hayırdır inşallah”cevabını alınca biraz içi rahatlıyor.
Birgün sonra ise Nursel hanım,gerçekten de bir kız çocuğu dünyaya getiriyor.Adını Nursel koyuyor…
Nursel 2 yaşına gelince:”Burası benim evim değil,benim evim Güzelburç Köyü’nde,beni oraya götürün”demeye başlıyor.
Aile yeniden doğuş olayına inanıyor.Zira bu yörede bu tür konuşan çocuklar o kadar fazla ki…Ama Nursel önceki hayatıyla ilgili detaylar veremiyor.Aradan 3 yıl geçiyor.Nursel 5 yaşındadır artık…
Bir gün annesiyle birlikte ilçeye çarşıya iniyorlar.Kalabalık bir erkek grubunun içinde bulunan 27-28 yaşlarındaki bir gence doğru koşup ayaklarınasarılıyor.Nursel çevrenin şaşkın bakışları arasında kafasını kaldırıp:”Sen benim ağabeyim Cemilsin.Ben Vesile beni tanıdın mı?diye soruyor.Genç adam bir an için şaşkınlıktan hiç bir şey söyleyemiyor.Bu arada Nursel’in annesi araya girip:”Siz Güzelburç Köyü’nde mi oturuyorsunuz?diyor.
Genç adamın şaşkınlığı bir kat daha artıyor ve zorlukla “evet”diyebiliyor…
O anda Nursel geçmiş yaşamının bütün ayrıntılarını hatırlamaya başlıyor:
-“Ben 19 yaşında öldüm.Babamın adı Cabir Görüroğlu.Üvey annem Fevziye,ağabeylerim Cemil ve Fevzi…”
Genç adam bunları duyunca Nursel’in annesi Vesile hanımdan adreslerini istiyor.Çünkü küçük Nursel’in anlattıkları gerçekti…
İki gün sonra söz konusu aile verilen adrese geliyor.Küçük Nursel’e bir çok soru soruluyor.İnanılmaz bir şekilde tüm sorulara doğru cevap verince,küçük Nursel’i köylerine götürmek istiyorlar.Aile razı oluyor ve hep beraber köy’e gidiliyor…
Nursel köyün girişinden itibaren olayları daha iyi hatırlamaya başlıyor.Sözlüsünü,ölümden çok kısa bir süre önce teyzesi,eniştesi ve ağabeyi Cemil tarafından hastaneye götürülüşünü,tarlada çalışan ağabeyi ve babasına öğlen yemeğini götürüp geldikten 3-4 saat sonra öldüğünü,en ince ayrıntısına kadar anlatıyor.Köydeki kadınlar,ellerinde birçok elbiseyle küçük Nursel’in yanına gelip,bunların arasından ölümünden önce giydiği elbiseyi seçmesini istiyorlar.Küçük Nursel oradaki elbiselerden birini gösteriyor.Daha sonra da :”Bunlar benim çeyiz sandığımdaydılar.Siz nasıl aldınız diye de sinirleniyor.
Nursel Hanım,önceki ailesiyle bugün hala görüşmeye devam ediyor.Evli ve çok mutlu.Fizik yapısıyla önceki ailesine daha çok benziyor.
Evet gördüğümüz gibi dünya üzerinde bir çok ilginç olay gerçekleşmekte ve reenkarnasyon olayının inkar edilmesi imkansız birşey.Belki bir ölünce bizimde başımıza gelir imkansız dememek lazım hiçbirşeye... 

Dil Piercingi


Gerek erkekte gerek kızda dil piercingi yaygınlaştı ama insanlar bunu yaptırmadan önce aklındaki soruları cevapmak istiyor blogun ilk yazısı olarak bu soruları cevaplıyacağım .

Acıyor mu ?
-Piercing uygulamaları sanıldığı gibi acı vermiyor kulağimı deldirdiğimde daha çok acımıştı.Fakat bakımı ilk 1 hafta zor
Bakımı nasıl yapılır?
-Reklam yapmış gibi olmasın ama deldirmeden önce Tantum gargaramızı yumuşak(soft) diş fırçamızı alıcaz her yemekten sonra fırça ile dişleri ve dili bir güzel fiŕçaladıktan sonra gargara ile dilimizi bir güzel temizlersek enfeksyon riski ortadan kalkar ve iyileşme süreciniz tasasız olur.
Yemek yemeye engel mi?
-Ne zaman dilinizin acısı geçerse yersiniz en fazla bir hafta ben ikinci gün simit yemiştim yanınızda bir içecek olsun ki yumuşasın katılar.
İyileşme sürecinde  neler yenilir?
-Önce ne çok sıcak ne çok soğuk yiyecekler tüketilmeyecek
-Mayalı gıdalar yasak
-Cici bebe hem lezzetli hemde yemesi en kolay yiyicek benim ilk günüm öyle geçti
-Ilık çay dile çok iyi gelir sızı olursa sızısını alır çok şişerse ada çayı için.
Hep peltek mi konuşucam ?
-Dilinizin şişi inice uzun bar çıkıp yerine normal piercing takılıcak peltekliğinizde giderilmiş olucak.

Not:Sakın ne olduğu belli olmayan yerlerde yaptırmayın 10 20 tl için işinin ehli temiz yerleri tercih edin
Dipnot:Bir kere yaptırdımmı bağımlısı olucak bir daha dilinizden çıkartmak istemeyeceksiniz oynaması çok zevkli ve piercinginizi kıskananlar sizin cinsellik için yaptırdığınızı(oral sex)gibi hurafeler ortaya atabılır aman dikkat 😂